29 Aralık 2009 Salı
benaslindayokum.blogspot.com 'dan
benaslindayokum.blogspot.com'dan Serdar Ortaç ve onun gibiler için güzel bir yazı. Lütfen okuyun ve beğenirseniz sonrada benaslindayokum.blogspot.com 'a girip yazarın diğer yazılarınıda okuyun.
Serdar Ortaç Türkiye'dir!
Kimin işi ters gitse garip çıkışlar yapıyor. Galatasaray Türkiye'dir, Fenerbahçe 30 milyondur, Kahtalı Mıçı vicdandır vs... Bu da benden olsun: Serdar Ortaç Türkiye'dir! Serdar Ortaç Türkiye'nin aydınlık geleceğinin garantisidir. Serdar Ortaç Türkiye'nin Batı'ya açılan penceresidir. Niye?1999 da Magazin bilmemneleri ödül töreninde Ahmet Kaya'yı sırf Kürtçe şarkı söyleyeceğim dedi diye afaroz ettiler. Ahmet Kaya PKK destekçisi olduğu için, bölücü olduğu için, gerici olduğu için vb olduğu için protesto edilmedi o gün. "Ben de Kürt kökenli olduğum için Kürtçe şarkı söyleyeceğim bir de klip çekeceğim" dediği için geldi başına herşey. Kahramanımız kitleyi önce kıvama getirdi. Bir şarkısını hemen milli unsurlarla modifiye etti. Ardından seni rezil ederim göndermesi yaptı. En ala Atatürkçü, en baba çağdaş cumhuriyet çocuğu O'ydu artık. Helal olsundu. Nasıl da ağzının payını vermişti Kürtçe şarkı söyleyeceğim üstüne bir de klip çekeceğim diyen Ahmet Kaya'ya.
Bu devirde kimse sultan değil
Hükümdar değil bezirgan değil
Atatürk yolunda tüm Türkiye
Bu vatan bizim ellerin değil
Devam ediyor
Seni birrr kalemde rezil ederim (Vücud diliyle kararlılık destekleniyor)
burada biraz tırı vırı yapıp finali şöyle yapıyor:
Ülkemi ellere veremem
O'nu kalbimin üstüne kazıdım
Elitler avuçları patlarcasına alkışladı O'nu. Ülkesine bağlı ve vatanseverdi. Popülaritesini arttırdı. Sadece 7 nota kullanarak (Evet evet sadece 7) yıllarca bu müzik piyasasında tutundu. Hayranlar fanclub!lar sahibi oldu.

Üzerinden çok vakit geçmeden öğrendik ki ülkesini kalbine kazıyan Serdar meğer asker kaçağıymış. Derdest edildi, hapis yattı. Sonra ülkesini seven insanlar paşa paşa askerliğini yaparken O 19 Ağustos depreminin getirisi olan 1 ay bedelli askerlik fırsatını kullandı. Ülkesini severdi ama o kadar da değildi. 1 ay yeterdi. Hem O hizmetini şarkılarıyla zaten yapıyordu ülkesine.
Aradan uzun uzun yıllar geçti. Gündem son yılların popüler konusu örovizyondu. O sene yarışmaya katılacak şarkıcı Kenan Doğulu idi. Türkçe İngilizce şarkı tartışmaları hakkında şöyle bir laf etmişti Doğulu:
"Türkçe sözde ısrar gerikafalılıktır."
Aha o da ne?! "Halk plajlara akın etti vatandaş denize giremedi" diye çıkışan, Türkçe'yi sonradan öğrenmiş insanların aksanıyla "pırt mentö " "Töplümsel süreç"diye kendince kafa bulan, aşağılayan, tanzimattan beri farklı suretlerde karşımıza çıkan, aslında çok çok iyi tanıdığımız ilerikafalı bu. Türkçe'yi, kültür bayrağımızı, kendimizi en iyi ifade ettiğimiz zengin dilimizi kafasında yaptığı ileri geri sıralamasında İngilizce'nin altına koyan ve bunu doğru bulmayanlara elindeki tek silahla belaltı saldıran kafa. Ne bileyim Arapça'yı İngilizce'nin, tek sesli Türk müziğini çok sesli Batı müziğinin altına koyan kafa işte. Neyse böyle cahilce ve tıynetsiz bir lafa vatansever insanlardan tepki gelmemesi mümkün değildi. Bir vatansever olan ve yukardaki vidyoda "Atatürk yolunda tüm Türkiye " diye bir doğaçlama bile yapan Serdar Ortaç "Dilin millî ve zengin olması millî hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk Dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şuurla işlensin " diyen Atatürk'ün izinden gider ve herhalde bu saçma demece sessiz kalmaz dedik haklı olarak. Kalmadı da. Bir açıklama yaptı hem de kendi resmi! sitesinden. Fakat sonuç tam bir hayal kırıklığı oldu bizim açımızdan. O vatansever Türk genci Serdar şöyle diyordu:
Sanki Kenan Türklüğümüze , demokrasimize , milliyetçilik gururumuza laf söylemiş gibi linç etmeye kalktık O nu sözlerimizle…
........
O ki Onuncu yıl marşımızı yeniden düzenlediği modern hali ile gururla okurken yıllarca alkışlanmış …
.........
Ama madem İngilizce şu an tek evrensel dil kabul edilmiş , ne yapalım yani tüm dünya kabul etsinde biz red mi edelim. (kendince yaptığı resmi açıklamadaki Türkçe katliamına hiç değinmiyorum dikkat ederseniz)
Haydaa. Daha 1999 da Kürtçe şarkı söyleyip klip çekeceğim dedi diye adama çatal kaşık fırlatıp arkasından hep beraber 10. Yıl Marşı söyleyen siz değil miydiniz? Adam ben Kürtçe şarkıyla Türkiye'yi şurda burda temsil edeceğim demedi, yarışmalara katılacağım demedi, Türkçe şarkı söylemek geri kafalılıktır da demedi. Alt tarafı kendi albümümde kendi klibimde, kendi kendime Kürtçe bir şarkı söyleyeceğim dedi. Kimse de yayınlamak zorunda değil ben yayınlayacak yürekli insanlar tanıyorum dedi. Hepsi bu kadar. O gün O adamı afaroz ettiniz. Şimdi örovizyona Türkiye'yi temsilen yabancı bir dille katılmayı savunan Kenan Doğulu'ya olan yaklaşıma bak. İkiyüzlülük ne demektir bir çocuğa anlatmak istesem bunu örnek veririm.
Uluslararası bir platformda başarılı olacaksak Türkçemizle olalım olmayacaksak çok da umrumuzda değil diyen insanlara hakaret eden Kenan Doğulu'ya sahip çıkıyorsunuz. Kürtçe'nin adına tahammül edemeyen, anında hisleri kabaran Serdar Ortaçlar olarak Kenan Doğulu'ya toz kondurmuyorsunuz. Eh be arkadaşım Ahmet Kaya'nın günahı neydi peki ?
Oysa o Ahmet Kaya Adanolu'nun her evine bir şekilde girmiş, her odasında bir kere tıngırdamış bağlamayla müzik yapıyordu. O Ahmet Kaya Türkçe'yi en güzel kullanan sanatçılardan birisiydi. O Ahmet Kaya Attila İlhan'ın şiirlerini okuyordu. O Ahmet Kaya Türkçe'nin en güzel türkülerinden birini bize tanıttı. Anadolu'da pek tanımadığımız Azeri Türküsü Şiire Gazele'yi belki de en güzel o yorumlamıştı. Oysa o Ahmet Kaya, Kürt Ahmet Kaya, Kenan Doğulu'dan da Serdar Ortaçlardan da daha Türktü. İşte o Serdar Ortaçlar Bu adamı kendi tabirleriyle milli duygularla linç ettiler.
Serdar Ortaçlar... Onlar rüzgar ne taraftan eserse yelkenleri oradan şişirir. Şimdi özür diliyormuş, pişmanmış. Şimdilerde ulusalcı tavrı rafa kaldırıp esen açılım rüzgarlarından da nemalanmak istiyor diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Serdar Ortaçlar herkesten daha çok vatanseverdir ama askerliği ya 1 ay yapar ya hiç yapmaz, vergi kaçırmak için atmadığı takla kalmaz, okulda kopya çeker, akademik tezini çalar, fabrikasında kaçak elektrik kullanır, Neşet Ertaş dinlemeyi ya gericilik veya tarihi bir nostalji kabul eder, yerli kıyafet giymez, bozuk Türkçe konuşmaya özenir ama her fırsatta 10. Yıl Marşı söyler, (10. Yıl Marşı'nı İstiklal Marşı 'na tercih eder ne de olsa gerici Akif tarafından yazılmıştır, dil uzatamaz ama keşke başkası yazsaydı diye de içinden geçirir), laikliğin yılmaz bekçisidir kesinlikle ve kesinlikle albeni, çokokrem, çizi, halley gibi ürünler tüketmez, kendisinin herkesten daha Atatürkçü olduğundan emindir. Aklının ermediği konu yoktur. Bıraksalar depremi bile 1 hafta önceden tahmin eder. Fatiha'yı bilmez ama dini en doğru o yorumlar. Laz'ı Karadenizli demek sanır ama azınlıklar ve Lozan uzmanıdır. Ayrıca en hümanist, en kemalist, en medeni, en ileri, en batıcı, en doğucu, en en en hep O dur. Neticede Serdar Ortaç Türkiye'dir! Onların makamlarına, semtlerine, statülerine,koltuklarına uzanan eller bu ülkeye uzanmış demektir.
Sevgili Serdar Ortaçlar
Mahalle arasında top oyanayan çocukları sevmeden, yaz kurağında kurdu kuşu düşünüp kapı önüne balkona bir tas su çıkarmadan, sabahtan akşama kadar 3 kuruş için terini akıtan gene de yarı aç yarı tok yaşayan komşunun/akrabanın/dindaşının/takımdaşının derdiyle dertlenmeden, Anadolu'da söylenen Türküleri dinlemeden, İnek Şaban'a gülmeden, ömründe bir kere bile olsa horon, zeybek, teke, halay izlemeden, kekliği, bıldırcını, kırlangıcı, karatavuğu birbirinden ayırt edemeden, bu vatanda yaşayan insanları sevmeden Vatanı da sevemezsiniz. İsteseniz de sevemezsiniz, sevdiğiniz sansanız da sevemezsiniz ancak seviyormuş gibi yaparak kendinizi ve birbirinizi kandırırsınız.
benaslindayokum.blogspot.com
28 Aralık 2009 Pazartesi
Iphone kullanıcılarının dikkatine!!

Bir Iphone kullanıcısı olarak diyebilirim ki, iphone kullanmanın sorumlulukları fazladır. Normalden fazla dikkat gerekir. O yüzden çok ama çok dikkat etmeniz gereken, aklıma gelen en tehlikeli iphone kullanım şekillerinden bahsedeceğim.
1. Asla gömlek cebinizde taşımayın özelliklede pijamanın gömlek cebinde; farkında olmadan eğildiğinizde kesin cebinizden düşecektir yada elinizi yüzünüzü yıkarken üzerine su dökülecektir
2. Asla yakınında dolu bardak koymayın; su vs. almak için veya bardağı geri koymak için bardağı devirebilir yada su sıçrata bilirsiniz. Küçük bir damla su bile hayati bölgeye gelirse telefonu bozar

3. Telefonu savurmalı oyun veya uygulamaları kullanmayın; özelliklede arkadaşlarınıza kullandırmayın, iphone bir yere vurabilirsiniz veyahut elinizden kolayca fırlayabilir.
4. Asla yağmurlu günlerde konuşmayın; elinizde şemsiye olsa dahi dikkatli olun, yanınızdan geçen araba su sıçratabilir
5. Asla telefonun sesini yükselttiğini iddia eden programları yüklemeyin; 2g'min hoparlörü patladı ve bu yüzden cızırtılı kullanmak zorunda kalmıştım

6. Özellikle 2g sahipleri mutlaka plastik yumşak giysi kılıf kullanın; arka metal kapak aşırı kaygan ve elinizden kayıp düşme ihtimali yüksek. 2g'm bi kere düştü bu yüzden ve dokunmatiği gitmişti
7. Asla ama asla bir bebeğin veya küçük bir çocuğun eline vermeyin hatta yaklaştırmayın; kesin iphonu bi tarafa fırlatacaktır veya elinize sert bir darbeyle elinizden düşmesine neden olacaktır. Hatta yemeye bile çalışabilir. Ama çok çokdaha önemlisi iphone'un yüksek radyasyonu o küçük kalbine zarar verebilir.
8. Asla izlediğiniz tamir videolarından gaza gelip telefonu açmaya çalışmayın; geri topladığınızda kesinlikle eski halini almayacaktır, arka kapağı tam oturmayacağı gibi bide bonus olarak yamukluklar olacaktır

9. Iphonu cebinizde taşıyorsanız asla ekran dışarı bakar şekilde koymayın; bacağınız masa köşesine falan denk gelirse lcd ekran bozulabilir. D900 telefonumun lcd ekranı patlamıştı oradan biliyorum

10. Japon yapıştırıcı ile birşeyler yapıştırdıktan sonra elinizi yıkamadan asla iphona dokunmayın; daha dün başıma geldi parmağımda kalan hafif japon yapıştırıcı arka kapağa zarar verdi 2 mm boyutunda boyasını bozdu
Son olarak şu da bir gerçek asla burnunuzu karıştırdıktan sonra telefona dokunmayın çok zor temizleniyor :)
11 Aralık 2009 Cuma
Sadecegir.com ‘dan yılbaşı çekilişi!

sadecegir.com'un düzenlediği çekilişe katılmak için tek yapmanız gereken aşağıdaki linke tıklayarak açılan konuya yorum yazmak, ayrıca sitesinde bu haberi yayınlayanlar (benim gibi) 4 çekiliş hakkı daha kazanacakmış. Ödül ise Kingston 4 gb usb bellek. Herkese iyi şanslar;
- Her kullanıcı 1 yorum yazabilir ve 1 çekiliş hakkı kazanmış olur.
- Başlığı kendi sitesinde yayınlayıp, yorum olarak adresi belirten kullanıcılar 4 çekiliş hakkı kazanmış olacaklardır.
- Aynı kullanıcının birden fazla yazdığı yorumlar dikkate alınmayacaktır. Yorumlar IP kontrollü olacaktır.
- Yorum yazarken girilen mail adreslerinin yanlış ya da hatalı olması kullanıcıya aittir. Çekilişi kazansa dahi yanlış adres girdiği için hediyeyi alma hakkını kaybeder.
- Yönetim ekibi çekilişe katılamaz.
- Sadecegir.com yönetimi kuralların değiştirilmesini saklı tutar.
Çekiliş ile ilgili tarihler
Başlangıç: 11 aralık 2009
Bitiş: 31 aralık 2009 saat 23.59
Çekiliş ve kazananların yayınlanması: 1 Ocak 2010
7 Aralık 2009 Pazartesi
11 Kasım 2009 Çarşamba
Ahanda ilk benim aklıma geldiydi!

Domuz gribinin asıl nedeni bulundu, Amerika Missisipi eyaletinde bir çiftçinin bodrum katında ele geçirilen bu tablo acı gerçeği gözler önüne seriyor. Herşeyi itiraf eden çifçi şöyle didi;
-Valla bu istekleri bizede garip geldi önce, nerden bileydik dünyayı bu şekilde yavaş yavaş yok etme planlarını. O değilde domuzlara gripi geçirme çalışmlarını niye yağlıboya tablo ile resmetmek istediklerini hala anlayamadım. Bide benim hanım olaydan haberi yok tam ben tabloyu yaparken araya girmiş oda çıktı tabloda, gözüde kapalı çıkmış sıgırın. Ama gözel çizmişem demi. ebay nokta kom'un adresi neydi
Evet artık uzaylıların hain planlarını biliyor ve darısı geriye kalan hayvanların başına diyoruz. O değilde lan!! deli dana!! kuş gribi!!!?? yoksasaaaa
10 Kasım 2009 Salı
Karton terlik
Bardak modası eskide kaldı

SPY-EAVESDROP, gizli dinleme cihazı. İçindeki sound amplifier (ses yükseltici) sayesinde pürüzsüz bir şekilde dinleme sağlayan SPY her yüzeyde de (ahşap, cam, tahta, fayans, vs) çalışıyor. Elektirikle sarj edilen cihazın fiyatı $62.99.

Kaynak/Alıntı: zamazing.org
16 Ekim 2009 Cuma
Soda şişesiyle intihar etmeye çalışan adam ve yorumlar
Not: Gereksiz yorumlar silinmiştir.
Makatında şişeyle kıvranır halde bulunan adam, karısına "ölmek için yaptım" dedi!

08.10.2009 10:36
İlker UYAR / MANİSA (AHT)
Manisa'nın Turgutlu ilçesinde 61 yaşında bir kişinin bir soda şişesine oturarak
intihara kalkıştığı iddia edildi.
Fıkra gibi olay, Subaşı Mahallesi Narlı sokakta yaşandı. İddiaya göre 61 yaşındaki K.Y sebebi henüz belirlenemeyen nedenden dolayı evinde bulunan maden suyu şişesinin üzerine oturarak canına kıymak istedi. Bu şekilde dakikalarca bekleyen ve daha sonra evde acılar içinde kıvranırken bulunan K.Y., eşi tarafından getirildiği Turgutlu Devlet Hastanesi'nde yapılan ilk müdahalenin ardından hemen ameliyata alındı.

Taburcu Edildi
61 yaşındaki K.Y.'nin makatından giren şişe, cerrahi müdahale sonucunda çıkarıldı. Turgutlu Devlet Hastanesi'nde bir süre gözlem altında tutulan K.Y'nin eşine, ölmek için böyle bir yönteme başvurduğunu söylediği ileri sürüldü.
Daha sonra tıbbi müdahalesi tamamlanan K.Y, taburcu edildi. Polis ekipleri ise olayla ilgili başlattığı soruşturmayı sürdürdü.
YORUMLAR:
Misafir 08.10.2009 16:01
derdini içine atmış
Misafir 08.10.2009 14:51
galatsaraylı olması muhtemel ...
Misafir 08.10.2009 14:35
soda sademiymiş meyvelimi
Misafir 08.10.2009 14:05
bunu denemek isteyen mutlaka olacak yurdum insanı
Misafir 08.10.2009 13:49
ben ne yapmaya çalışıtıgını buldum galıba...soda şişeleri patlıyor ya bomba gibi..bu adam soda şişesını patlatıp kendını ımha edecektı eveeeeeet
Misafir 08.10.2009 13:35
ringo ringo şişeler....
Misafir 08.10.2009 13:34
haberdeki resimde adamın yüzüyle birlikte söz konusu şişe de mozaiklenmiş yanında limon da var gibi sanki
Misafir 08.10.2009 12:37
1 milyon baloncuk yutmuş
Misafir 08.10.2009 12:04
bari bir bilene danışsaydın şişe uygunmu diye
Misafir 08.10.2009 11:58
bilimsel bir çalışmaya benziyor kendini denek olarak kullanmış.
Misafir 08.10.2009 11:48
yürü be dayı kim tutar seniiii
Misafir 08.10.2009 11:40
adam belki kapağı açmaya çalışıyordur : ))))
Misafir 08.10.2009 11:05
gec canım bunları madem o kadar olmek ıstıyodun 2.5 lt pet ne gune duruyodu
Misafir 08.10.2009 11:04
allah şaşırtmasın.. keşke lütfen evde denemeyin yazsalardı haberin başına, malum burası türkiye
Misafir 08.10.2009 11:02
kesin fenerlidir.
Misafir 08.10.2009 10:57
bende bir keresinde şişme kadınla intihar ederken babama yakalanmıştım
Misafir 08.10.2009 10:57
yerli tirbuşon'un intihari sinemalarda.
Misafir 08.10.2009 10:55
acaba şişe dolumuydu boşmuydu
Misafir 08.10.2009 10:53
zevkten ölmek istedi heralde
Misafir 08.10.2009 10:53
gazı kaçmış sodadır umarım
Misafir 08.10.2009 10:50
soda şişesi küçük gelmiş bir sonraki girişimi bira veya rakı şişesiyle olur sanırım
Misafir 08.10.2009 10:50
şişede bu işe şaşırmış olmalı
Misafir 08.10.2009 10:49
kapağını açtı mı acaba...
Misafir 08.10.2009 10:49
bizde yedik anladık anladık problemi
Misafir 08.10.2009 10:49
bir dahakine damacanaya oturur :-)
Fıkra zamanı!

Çocuk babasına :
- Babacığım, annem ile nasıl evlendin?
Adam eşine dönüp :
- Görüyormusun, çocuk bile anlam veremiyor
Ararsa :
Adama sormuşlar;
- Sevişirken karınızla konuşurmusunuz?
adam
- Tabii, ararsa neden olmasın.
Dünyanın en aptalca icatları

EĞRİ NAMLULU MAKİNELİ TÜFEK
1953 - Köşenin öbür tarafındaki düşmanı vurmak için tasarlanan bu tüfek ilk denemeden sonra çöpe gitti

KAPKAÇ CAYDIRICI ÇANTA
1963 - Sokakta biri çantanızı kaptığında çantaya bağlı zincire asılıyorsunuz ve çantanın dibi açılarak içindeki herşeyi yere saçıyor. Mucidi John H T Rinfret hırsızın geri dönüp saçılanları toplamayacağını varsaymıştı.

HUBBARD ELEKTROMETRESİ
1968 - Bilimkurgu yazarı ve Sicentology tarikatı kurucusu L. Ron Hubbard, 'geliştirdiği" elektrometreyle domateslerin acı çekip çekmediğini ölçmüştü! Dediğine göre domatesler dilimlenirken çığlık atıyordu.

BAĞSIZ, DESTEKSİZ SÜTYEN
1949 - Charles L. Langs, askısız, kopçasız, desteksiz sütyen tasarımlarıyla poz veriyor. Eşiyse durumdan pek memnun görünmemekte.

PORTATİF FİN SAUNASI
1962 - Kilo vermek isteyenler için tasarlanmış ilk buhar tulumlarından. Resimdeki tasarım çok başarılı olmasa da ilerleyen yıllarda benzer ürünler üretildi… ve hiç biri işe yaramadı.

BEBEK ****Sİ
1937 - Büyük şehirde bahçesiz bloklarda yaşayanların bebekleri için geliştirilen tüyler ürpertici bir ürün

LARİNGFON
1929 - Telefonla görüştüğünüz kişiye sesinizi değil gırtlağınızda ses tellerinizin yarattığı titreşimleri gönderiyor. Amaç çevredeki gürültülerin konuşmaya dahil olmasını önlemek.

MOTORLU SÖRF TAHTASI
1948 - Holywood’lu mucit Joe Gilpin, ne yöne gittiği belli olmayan motorlu sört tahtasını denerken görülüyor. Prototipi sık sık devrilse de icat olarak ufuk açıcı olduğu kesin.

YAĞMUR İŞLEMEZ SİGARA AĞIZLIĞI
1954 - Zeus Corp. sahibi Robert L. Stern’in fena tiryaki olduğu anlaşılıyor. Ancak tüm denemelerine karşın şemsiyeli sigara ağızlığı bir işe yaramamış.

SIRT ROKETİ
1961 - Fotoğrafta eski ABD Başkanı Kennedy’yi selamlarken görülen mühendis Harold Graham yerden birkaç metre havalanmayı başarmış, ancak dengesini bir türlü sağlayamamıştı. Bugün daha başarılı örnekleri mevcut

HONEGARD
1959 - Dr. DeForest C. Jarvis, bal (honey) ve sirkeyi (vinegar) karıştırarak yaptığı ‘ilaç’ın (honegar) ağrı ve acıları giderdiğini iddia ediyordu. Mide bulantısı yaratmaktan öte bir etkisi tespit edilemedi.

IŞIKLI OTOMOBİL LASTİĞİ
1961 - Yarı şeffaf ince bir dış lastik, içinde de ampuller! Goodyear’ın bu en eğlenceli icadı, yolda ikide bir patlayan ampullere para dayanmayacağı için rafa kalkmış

DUŞ BAŞLIĞI
1970 - Saçı makyajı bozulmadan duş almak isteyen kadınlar için üretilen ve “o zamanlar kaç günde bir duş alıyorlarmış acaba” sorusunu sorduran nefes daraltıcı icat.

20 SİGARA AĞIZLIĞI
1955 - Ne kadar pratik ve kanserojen değil mi? Bir paket sigarayı açıp yuvalarına yerleştiriyorsunuz ve tek tek yakıp içiyorsunuz. Fotoğrafta hepsini birden yakmış olarak görülen modelin akıbeti bilinmiyor.

EL YAZISI OYUNU
1955 - New York’lu oyun ve oyuncak üreticisi Ideal Toy Company, nasıl bilinmez ama ilkokul çağındaki çocukların “el yazısıyla yazmaktan çok hoşlandığı” fikrine kapılmış. Oyunun satışlarının pek iyi gitmediği söyleniyor.

HIZLI SİLAH ÇEKEN ROBOT
1960 - İlk ‘katil robot’ yaratma girişimlerinden. Elbette mekanize mankenin hedefi izlediği filan yok. Deneylerden birinde mankenin eline gerçek tabanca monte edildiğini de belirtelim

YODEL ÖLÇER
1925 - Göğüs sesiyle kafa sesi arasında gidip gelerek şakıma tekniğine yodel deniyor (bkz. Heidi). Bu alet de yodelin çıktığı ses düzeyini ölçüyor(muş).

MİNİ TELEVİZYON
1966 - İngiliz mucit Clive Sinclair’ın en mutlu anı.

UÇAN PLATFORM
1956 - ABD Savunma Bakanlığı’nın para batırdığı icatlardan. Hava Huvvetleri üssündeki test sürüşü esnasında görüntülenmiş.

KALP ATIŞLI YAPAY MEME
1963 - Bebekleri kandırmaya yönelik akla ziyan bir icat daha. Çalıştırdığınızda annenin kalp atışını taklif eden ses ve titreşim yaratıyor ve (sözde) bebeğin uyumasına yardımcı oluyor.

JALUZİ GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ
1950 - Kanye West kullanmaya başlamadan 58 yıl önce icat edilmişti. Hala da berbat bir fikir.

KUŞADAMI ELBİSESİ
1955 - Leo Valentin düşük irtifadaki deneylerinin başarılı geçtiğini düşünmüş olacak ki motorize kuş elbisesini 1956’da bir uçaktan atlamak suretiyle de denemiş. Sonuç üzücü

TELEFON AÇAN ROBOT
1964 - Viyanalı mucit Claus Scholz’un telefon açan robotu maalesef konuşamıyordu. Fotoğrafta robotu ‘telefon açmış’ halde görüyorsunuz

BEBEK TAŞIYICI
1937 - Wembley Monarchs buz hokeyi oyuncusu Jack Milford, eşiyle birlikte buzda kayarken bebeğini de bu zevkten mahrum etmek istememiş. Kim istemez ki bebeğini kaygan ve kaya gibi sert buz üstünde taşımayı!

SU AYAKKABISI
1962 - M.W.Hulton, üzerinde zor durduğu pervaneli deniz ayakkabısını İngiltere’deki Grand Union Kanalı’nda denemeye çalışırken görülüyor

TELEVİZYONLU GÖZLÜK
1963 - Daha çok bir işkence aletine benzeyen bu tuhaf cihazın mucidi Hugo Gemsback, üstünde 1.5 yıl çalıştığı tasarımını iki üç demodan sonra rafa kaldırmak zorunda bırakılmış

MİYAVLAMA MAKİNESİ
1963 - Sıçanları korkutup kaçırma amacıyla tasarlanan mekanik kedi, dakikada 10 kere miyavlıyor ve gözlerindeki lambalar yanıp sönüyor. Japon icadı

KÖPEK TUTUCU
1940 - Depresif ve nefret dolu bir köpeğe sahip olmak isteyenler için bire bir.

İKİ KİŞİLİK SİGARA AĞIZLIĞI
1955 - Öleceksek beraber ölelim!

HARİCİ HİNDİ KIZARTICI
1966 - İyi ki kuzu çevirenini yapmamışlar!
























