Okan Yalabık'ın oynadığı karakter ise tamamen gereksiz olmuş. O karakter hiç olmasaymış iyiymiş. Ama napsın senaristler işte iki tane azılı polis herkesten fırça yiyip ağızlarına sıçılırken, yanlarında ezebilecekleri bi çömez çocuk olsun demişler herhalde. Ama Okan Yalabık'ın oyunculuğu daha tutarlıydı tam çömez havasını yakalamış.
Cem Yılmaz ise rolünün hakkını vermiş gibi ama ondada problemler var. O nasıl bir ölüm sahnesidir. Bi an şaka yapıyor sandım. Adam kalbine kurşun yiyor 2 dakika ayakta kalıp kahvede eğlence yapıyor yere düşüyor bide el kol hareketleri yapıyor öyle ölüyor. Ulan aranızda hiç mi aklı başında adam yok kalbinden vurulan adam olduğu yere yığılır gözünü bile kırpmaya fırsatı olmaz.Ayrıca filmde çok aptalca sahneler vardı. Ben sanmıyorum ki herhangi bir polis memuru bir ceset parçasını (el) alıp gidip diğer polisi dürterek şaka yapabilsin. Ayrıca o bir delildir ve kimse dokunamaz. Ha bide adamlar gayet gerçekçi bir el yapmışlar ama gözüme gözümüze soka soka "aha bakın nasılda el yaptık lan" der gibi 3d havası estirmelerine gerek yoktu.
Araba kovalama sahnesinde de (asit'in aracıyla gözden kaybolduğu yer) tek yönlü bir yolda karşıdan gelen arabanın sokağa dalması (ki karşısındaki tek yönlü bir sokak) ve gelen arabaya yol vermeyip üstüne üstlük bide artizlik yapmasıda çok aptalcaydı. Ben İdris'in yerinde olsam kafasına sıkardım o şoförün.
Kızın abisinin silahla karakola dalabilmeside garibime gitti. Benim bildiğim karakollarda girişte metal dedektörü ile tarama yapılır.
İdris'in sevgilisinin elektrik kesildiği halindeki or.spuluğu alkışa değerdi. Resmen kendini s.ktirtmek için elektriği kendi kesmiş bile olabilir. O kadar kötü bir oyunculuk zor bulunur. Bi an kadın İdris'i vurma niyetiyle numara yapıyor sandım. Bide senaryo tutarsızlığı çok yüksekti bu kadında çünkü cafe sahnesinde sebepsiz yere seni istemiyorum olayları çok anlamsızdı. Gel beni vur diyor sanki kahpe.
Cinayet masası polisisin adam kesin katil biliyosun oda bildiğini biliyor ve adamın elinde av tüfeğiyle ormanın ortasında adama katil olduğunu bildiğini söylüyorsun ve arkana bakmadan çıkıp gidiyorsun. Katilde bişey yapmıyor. Bu nasıl iş anlamadım. Amerikan filmlerinde olsa yarım saat ormanda çatışma sahnesi izlerdik.
Ustaya saygısızlık etmek gibi olmasın kendisini çok severim zaten ama ARTIK ŞENER ŞEN'e aksiyon filmlerinde rol vermeyin arkadaş. Adamın aksiyon yaşı geçti, dram yaşına girdi.
Son olarak filmde tek beğendiğim gerçekten bravo dediğim yer, İdris ve sevgilisinin karakolda ve cafedeki tartışmalarıydı. Cidden stres oldum. Çok gerçekçi oynamışlardı. Keşke filmin tümünde de aynı tutarlılığı devam ettirebilselerdi.Filmle ilgili daha çok eleştri yapabilirim. Bu kadar filmle laf etmemin asıl nedeni sevdiğim oyuncuların mundar edilmesi. Görüntü kalitesi yüksek olan bir filmin klişelerle dolu bir konu ile çöpe gitmesidir.
Şimdi geliyoruz sonuca; filmin OSCAR kazananını açıklıyorum: Cafe'deki garson. Evet tartışmadan çıkan İdris'in bir hışımla silahını üzerine doğrulttuğu garson çocuk ve "aman abi sakin abi sakin abi" diye ağlamaklı ve heyecanlı haykırışları çok gerçekçiydi. Bi an gerçekten altına sıçtı sandım, bravo.Filme gitmek isteyenlerin şevkini kırmak istemezdim ama durum bu. İzlenmesede olur.
